1 Ağustos 2017 Salı

Sahi Kim Bu Sâki?

Sâki; içki sunan kimse. Bektaşilikte dem adı verilen şarap ya da rakıyı cemaate sunan dini görevliye de sâki denir. Gedikli meyhanelerde sâkiliği muğbeçe adı verilen, genellikle Sakız adasından gelen Rum oğlanlar yapardı. Sâkinamelere göre, sâki 18-25 yaş arasındaki delikanlılardan seçilirdi. Yaşı geçmiş olanlar mutfağa veya geri hizmete alınırdı. Sâkinin güzel yüzlü, güzel huylu, boyu bosu yerinde ve ince olması istenirdi. Yüzünde güzellik mührü sayılan halep çıbanı dışında hiçbir çıban, yara, bere, et beni bulunmamalıydı. Dişleri temiz ve sağlam, dudakları kırmızı, ağzı küçük, kirpikleri uzunca ve kıvrık, parmakları uzun ve ince olmalıydı. Bacakları kısa, beli uzun olanlar hemen elenirdi. Erzurumlu Âşık İbrahim onları sık sık anardı:
Sakız gülleridir sâki civanlar
İstefo, Pandeli, Yorgi, Yavanlar
Sakız mahbubusun ey canım İlya
Yakışır mı nahvet sen selvi boya
Ayrıca sâkilerin terbiyeli, sır tutar, duyduklarını işitmez, gördüklerini bilmez, sezdiklerinin farkına varmaz olmaları istenirdi. Müşteriye göre davranmayı bilenler, sesi yumuşak ve ahenkli olanlar yeğlenirdi.
Reşad Ekrem Koçu Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri / Kemal Sülker Osmanlıdan Günümüze İçki ve Toplum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ah İstanbul Ah İstanbul - 2

Ahmet Cemaleddin Saraçoğlu,  II. Abdülhamit 'in  istibdat devri  olarak anılan baskı rejimi sırasında, İstanbul'un etliye sütlüye k...