20 Temmuz 2017 Perşembe

Günün Adamı; Selahattin Pınar

Pınar, Selahattin (1902-1960) Kitleler tarafından en sevilen Türk sanat müziği bestekârlarından biri, tamburi.
Selahattin Pınar müzik zevkini ut çalan annesinden aldı. Yaradılıştan gelen yeteneği, babasının isteğinin aksine İtalyan Ticaret Mektebi'ndeki eğitimini terk ederek kendini bütünüyle müziğe vermesine yol açtı. Udu bırakıp tambur çalmaya başladı ve Bestenigâr Ziya Bey, Kaşıyarık Hüsamettin Bey gibi ustalardan feyz aldı. Bugün de çalışmalarını sürdüren Üsküdar Musiki Cemiyeti'nin kurucuları arasındadır.
Genç yaşında sazende ve hanende olarak büyük ün kazandı. Gel gitme kadın eserini çok beğenen Atatürk'ün sofrasında bulundu. 1933'te Afife Jale'yle evlendi, ancak Afife'nin uyuşturucu tutkusu bu büyük aşkı gölgeledi. Özenle seçtiği güftelerin çoğunda, Bir bahar akşamı rastladım size'de ya da Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım'da olduğu gibi, karşılıksız veya olanaksız sevgi, ayrılık acısı, gönül yaraları işlenir. "Güfteyi teninize giymeniz gerekir" sözü, musiki camiasının kulağına küpe olmuştur. İbnülemin Mahmut Kemal ondan "Zevkle intihap ettiği güfteleri, çok selis ve insicamlı nağmelerle dile getirmekteki mahareti takdire layıktır" diye söz eder.
Döneminin birçok bestekârında görülen Batı müziği ve halk müziği etkisine Pınar'da pek rastlanmaz; o halis bir İstanbul çocuğu duyarlılığıyla geleneksel çizgiler içinde bestelerini yapmıştır. Pek çok kalburüstü gazinoda Sabite Tur Gülerman, Perihan Altındağ başta olmak üzere ünlü solistlere refakat etmiş, fasıllar yönetmiştir.
Pınar bütün büyük mustaripler gibi içine kapalı bir insandır. Afife Jale ile evliliğinin hüsranla sonuçlanması onu hep hüzünlü, hep dertli etmiştir. Bir duygu adamıdır ve adabıyla içen bir bezm-i rindân meftunudur. Dostlarıyla usulüne göre içilen birkaç kadeh rakı onun dalgalı ruhunu huzura kavuşturur. Eski nesil bir İstanbul beyefendisi olarak böyle meclislerin aranan kişisidir.
6 Şubat 1960 günü akşamı müdavimi olduğu Kadıköy'ün nezih meyhanesi Todori'de dostlarıyla rintler meclisinde rakısını yudumlarken, elinde kadeh son nefesini vermiştir. Dostları bu simgesel durumu değerlendirmişler ve ölüm yıldönümlerinde kendisini son meclisindeki gibi yâd etmeyi bir gelenek haline getirmişlerdir. EROL ÜYEPAZARCI
Rakı Ansiklopedisinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ah İstanbul Ah İstanbul - 2

Ahmet Cemaleddin Saraçoğlu,  II. Abdülhamit 'in  istibdat devri  olarak anılan baskı rejimi sırasında, İstanbul'un etliye sütlüye k...