19 Haziran 2017 Pazartesi

Karagöz Tiyatrosu

Karagöz Tiyatrosu Deriden kesilmiş ve boyanmış insan, hayvan, bitki şekillerinin, gerilmiş beyaz bir perdeye arkadan ışık verilerek yansıtılması temeline dayanan bir gölge oyunu. Asıl kişileri Karagöz ve Hacivat'tır. Yoksul, eğitimsiz, ama zeki bir tip olarak Osmanlı toplumuna ilişkin hakikatleri patavatsızca ortaya döken Karagöz'ün sivrilikleri, entelektüel meziyetlere sahip, düzen yanlısı, çıkarcı ve gene zeki bir tip olan Hacivat tarafından dengelenir. Oyun bu yanıyla döneminin en etkili siyasal eleştirilerini ortaya koyabilme yeteneğine sahiptir. Osmanlı hanedanı tarihsel olarak üç büyük muhalefet odağını kontrol altında tutmaya, zaman zaman buralarda yapılan devlet sohbetini susturmaya çalışmıştır: Karagöz Tiyatrosu, Ortaoyunu ve kahvehane...
Doğuş yeri Uzakdoğu, büyük olasılıkla Çin olan Karagöz Tiyatrosu ya da teknik adıyla Hayal Oyunu, Anadolu'ya ne zaman gelmiş olursa olsun, Osmanlı ülkesinde 15-16. yüzyılda fetvalarda, şiir benzetmelerinde, öykülerde yer alacak kadar yaygındır. Anadolu'dan Balkanlar'a ve Kuzey Afrika'ya kimi özelliklerini ve muhalif kimliğini koruyarak gitmiştir.
Karagöz Tiyatrosu'nun Anadolu'ya geliş zamanı konusunda farklı söylentiler vardır. Evliya Çelebi, Karagöz ile Hacivat'ın Anadolu Selçukluları döneminde yaşadıklarını yazar. Hacivat'ın gerçek adı Hacı Ayvad veya Bursalı Hacı İvaz'dır. Tüccardır. Karagöz ise İstanbul Tekfuru'nun ulaklarındandır. Bizans topraklarındaki Kırkkilise (Kırklareli) halkından güzel söz eden, dünya dolandırıcısı bir Kıpti, yani Çingenedir. Tekfur Konstanti, onu yılda bir Alaeddin-i Selçuki'ye gönderir, Karagöz ile Hacivat'ın birbirleriyle söyleşmeleri, tartışmaları, dönemin ustalarınca hayal perdesine yansıtılır, hayâl-i zıll'e konup oynatılır. Söz konusu Alaeddin'in aynı adı taşıyan üç Selçuklu sultanından hangisi olduğu belli değildir.
Bundan daha yaygın bir söylentiyse Karagöz ile Hacivat'ın 14. yüzyılda, Bursa'da Sultan Orhan'ın camiinde çalışan ustalar oldukları, birbirleriyle şakalaşmaya dalıp çalışamadıkları iddiasıyla idam edildikleridir. Sultan Orhan verdiği cezaya sonradan pişman olmuş –ya da işçiler işi bırakmışlar– Şeyh Küşteri de onların tasvirlerini perdeye yansıtarak işçileri ve hünkârı avutmuştur. Oyunun, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinden getirdiği hayal ustalarıyla Anadolu'ya geldiği tezi de vardır.
Karagöz Tiyatrosu'nda oynatıcılar hayalbaz ya da hayali diye anılır. Oyunu tek bir hayali oynatır, konuşur. Karagöz ile Hacivat'ın konuşup kavga etmelerinden oluşan muhavere bölümünü gece sabaha kadar sürdürebildikleri iddia edilen iki ünlü hayali vardır: Kör Hasanzade Mehmet Çelebi ve Kasımpaşalı Hafız.
Karagöz oyunu dört bölümden oluşur: Girişmuhaverefasıl ve bitiş.
Giriş bölümünde Hacivat perdeye semai adı verilen bir şiir okuyarak gelir, bitirince "Hay Hak!" diye seslenir. Bu Tanrı'ya seslenişi, oyundan ders alınması gereğini, dış görünüşe aldanmama öğüdünü sıralayan perde gazeli izler. Hacivat gazelden sonra kendisi için uygun bir arkadaş dileğini bildirip "Yar bana bir eğlence" diye bağırır, söze Karagöz'ün katılmasıyla muhavere başlar.
Muhavere, Karagöz ile Hacivat'ın oyunun başında yaptığı konuşma bölümüdür. Hacivat "Vay efendim!" diye girer:
Hoş geldin sefa geldin şikest olmuş çanak
Gel bu akşam neş'e-yâb ol bir iki tek bâde çak
Sen çakarken gelsin âlâ taze dolma bir tabak
Ellerini bağlasınlar ben yiyeyim sen de bak
Karagöz derhal cevaplar:
Hoş bulduk sefa bulduk bilâder bana bak
Böyle şeyler söyleme herkes sana der dangalak
Nafile üzme yüreğin boş yere etme merak
Dolma niyetine yer misin âlâ dayak
Karagöz oyununda belli bir olayın gösterildiği ana bölüm, fasıldır. Abdal BekçiHamamTers EvlenmeYalova Sefası, vb... gibi olaylarla adlandırılır. Araştırmacı Georg Jacop, bu oyunları dört grupta toplar: İşsiz olan Karagöz'e iş aranması; Karagöz'ün kendisine yasaklanan yere girmeye çalışması; bir entrika içinde Karagöz'ün kendini gülünç ya da zor durumda buluşu; efsane ve halk hikâyelerinden (Ferhat ile ŞirinTahir ile ZühreKanlı Kavak, vb.) alınan konuların Karagöz'e uyarlanması. Sabri Esat Siyavuşgil ise fasıl konularını, basit örf-âdet ya da meslek parodileri; bir sebebe bağlı toplum satirleri; bağımsız entrikalı fasıllar biçiminde sınıflandırır. Fasıldan sonra gelen final bölümü, Karagöz ile Hacivat'ın kısa çekişmelerinden oluşur.
Karagöz Tiyatrosu'nun Karagöz ve Hacivat dışındaki önemli tipleri Zenne, Çelebi, Beberuhi, Tiryaki, Tuzsuz Deli Bekir ve Türk, Kürt, Laz, Rumelili, Yahudi, Frenk, Ermeni, Arap gibi halk temsilcileridir. Oyunun genç, ihtiyar bütün kadın tipleri Zenne adıyla anılır. Çelebi, zengin, soylu bir delikanlıdır, değişik karakterlerde olabilir, elinde rolüne ya da oynatıldığı döneme göre çiçek, baston bulunur. Tiryaki ise afyon bağımlısı, uykucu bir ihtiyardır. Beberuhi, Altıkulaç takma adlı, ağzı kalabalık bir cücedir. Perdeye ünlü şarkısıyla gelir:
Bindim dolaba, gittim Haleb'e
Paraları verdim, rakı şaraba
Karagöz üstüne yapılan incelemeler yanında, oyun metinleri de olabildiğince derlenmiş, ancak Karagöz Tiyatrosu için bütün yapılan yenileştirme çalışmaları onun sinema ve televizyona yenilmesini engelleyememiştir. SENNUR SEZER
Cevdet Kudret Karagöz / Pertev Naili Boratav 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı

Rakı Ansiklopedisinden Alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ah İstanbul Ah İstanbul - 2

Ahmet Cemaleddin Saraçoğlu,  II. Abdülhamit 'in  istibdat devri  olarak anılan baskı rejimi sırasında, İstanbul'un etliye sütlüye k...